TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumda para politikasındaki sıkı duruşu fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceklerini vurgulayan Karahan, “Bu süreçte iki ana koşul gözetiyoruz: Birincisi, aylık enflasyonun ana eğiliminin, belirgin ve kalıcı bir düşüş göstermesi. İkincisi ise enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsaması. Her iki kriterde de alınacak bir miktar mesafe olduğunu değerlendiriyoruz. Bu nedenle, para politikasında sıkılığı korumaya devam edeceğiz” dedi.
KARARLILIK MESAJI
Yıllık enflasyonun mayısta zirveye ulaşmasıyla dezenflasyon dönemine girildiğine dikkat çeken Karahan, “Para politikasındaki kararlı duruşumuz, yurtiçi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmeye devam edecek” diye konuştu. “Ayrıca, finansal koşullardaki sıkılaşmayla beraber talep koşullarında görülen dengelenmenin önümüzdeki dönemde daha da belirginleşeceğini tahmin ediyoruz” diyen Karahan, “Sıkı parasal duruşun sürdürülmesi ve hizmet enflasyonundaki katılığın zayıflamasıyla, enflasyonun ana eğiliminde gerileme 2025 yılında da devam edecek. Para ve maliye politikalarının eşgüdümü de bu sürece katkı sağlayacak” ifadelerine yer verdi. Karahan, enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçlarını etkili şekilde kullanacaklarının altını çizdi.
BEKLENTİLERİN ÖNEMİ
Enflasyon beklentilerine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Karahan, “Firmaların ve özellikle tüketicilerin beklentilerinin piyasa katılımcılarına göre yüksek seyri göze çarpıyor. Bu durum enflasyonun düşük olduğu dönemlerde dahi gözleniyor” dedi. Tüketicilerin temel ihtiyaç maddelerine daha büyük önem atfettiklerine vurgu yapan Karahan, “Örneğin, temmuz ve ağustosta yönetilen ve yönlendirilen enerji kalemlerinde yapılan tarife güncellemelerini takiben tüketici beklentilerinin diğer ekonomik birimlerden farklılaşan bir dinamik sergilediğini gözledik. Manşet enflasyondaki düşüşün devamıyla birlikte, tüm sektörlerin beklentilerinin gerileyeceğini öngörüyoruz” dedi.
Karahan, Merkez Bankası olarak TÜİK’in enflasyon hesaplamasına benzer şeklide sahadan veri toplayarak endeks hesapladıklarını belirterek, “Bu ay içinde topladığımız ve ulaştığımız sayı, yüzde 2.5’ti. Piyasa beklentisi ise yüzde 2.2’ydi. TÜİK enflasyonu beklentimizin oldukça üzerinde geldi” dedi.
KKM’NİN PAYI YÜZDE 8’E GERİLEDİ
TL mevduat payı artarken, Kur Korumalı Mevduat (KKM) payının gerilediğini ifade eden Karahan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Kararlılıkla sürdürdüğümüz sıkı parasal duruşumuz ve KKM bakiyesinin azaltılmasına yönelik uygulamaların etkisiyle TL varlıklara olan ilginin arttığı görülüyor. Mevduat gelişmeleri, TL güvenin yeniden inşa edilmekte olduğunu teyit ediyor. Türk lirası mevduatın payı yükselerek yüzde 50’yi de aştı ve son verilere göre yüzde 54 seviyesine ulaştı. Kur Korumalı Mevduat’ın payı yüzde 8’li seviyelere geriledi. KKM hesaplarının toplamı 2023 ağustos ayında 140 milyar doların üzerine yükselmişti. Şu anda bakiye 45 milyar doların altına gerilemiş durumda. KKM bakiyesinin azalması Türk lirası mevduat payını artırarak parasal aktarım mekanizmasını güçlendiriyor ve merkez bankası bilançosu üzerindeki riskleri azaltıyor. TL mevduat payındaki kademeli ve istikrarlı artışın dezenflasyon patikamızın önemli bir unsuru olmaya devam edeceğini öngörüyoruz.”